Serbest Forum
March 24, 2025, 12:55:03 am
Welcome, Guest. Please login or register.

Login with username, password and session length
 
  Home Help Gallery Staff List Login Register  

POMAKLAR

Pages: [1]   Go Down
  Print  
Author Topic: POMAKLAR  (Read 1505 times)
asker
Global Moderator
Sr. Member
*****

Karma: +3/-0
Posts: 434



« on: November 05, 2010, 02:42:04 pm »

POMAKLAR II

Bu yerleşim birimleri içerisinde, Şahin, İskeçe ili Rodop dağları üzerinde, yaklaşık 3500 nüfusuyla "Yasak Bölge"deki en büyük yerleşim birimidir. İskeçe'nin yaklaşık 35 km. kuzeydoğusunda, 913 metre yüksekliğindeki Dobrivor Dağı'nın önünde güneye doğru uzanan yaklaşık 500 metre yüksekliğindeki tepenin eteklerinde kuruludur.

Osmanlı kayıtlarına göre Şahin, 1360'lı yıllarda bölgeyi fetheden Lala Şahin Paşa tarafından kurulmuştur. Şahin Paşa, Ropçoz ve Nevrokop bölgelerinde, "Şamanist Kıpçak-Kuman ve Peçenek" Türklerinin sekenesi olarak 6-7.000 kadar Pomak Türkü ile karşılaşmış ve onlar topluca Müslüman olunca da Rodoplar'da yeşil ve ağaçlık bir yere iskan etmiş ve buraya kendi adını "Şahin" adını vermiştir. Şahin Bey'in arkadaşı Balaban Bey'in de aynı tarihlerde kurduğu köye ise "Balabanlı" ismi verilmiştir.

Şahin, Pomak Türkleri'nin Rodop Dağları üzerindeki kültür merkezi durumundadır. Bölgenin tek ana yolu üzerinde bulunmasından dolayı, kuzeyindeki yerleşim birimlerinde yaşayan Pomak Türkleri, dış dünyaya açılan İskeçe'ye gidiş-gelişlerinde Şahin'i kullanmaktadır. Şahin ile Pomak Türkleri'nin diğer yerleşim birimleri arasında, Şahin'in coğrafi konumu ve yapısının fonksiyonları itibarıyla, bir sosyal yapı meydana getirilmekte ve varlık devam ettirilmektedir. Yunan devletinin, yasak bölge içindeki Pomak Türkleri'nin dolaşımını 30 km. ile sınırlaması, bölgedeki oluşumları engelleme çabasına yöneliktir. Pomak Türkleri'nin kaderi ve yaşam koşulları, bütünün kaderi ve yaşam koşullarından ayrı ve farklı değildir. Ancak çok daha ağır ve acımasızdır. Bütün; 130.000 civarındaki Batı Trakya Türk Azınlığı'dır.

Batı Trakya'daki İskeçe kentinin hemen kuzeyinden başlayarak Yunan-Bulgar sınırına kadar uzanan dağlık kesimde yaşayan insanların %99"u, çoğu Pomak olmak üzere Türkler'den oluşmaktadır. İskeçe kentinin 8 km. kuzeyinden başlayarak, Yunan-Bulgar sınırına dek uzanan geniş topraklar, "Yasak Bölge" ilan edilmiştir. Yasak Bölge, Gümülcine ve Dedeağaç illerinin de tüm dağlık kesimini kapsamakta olup, Türklerin bu bölgedeki nüfusu yine %99 civarındadır. "Güvenlik Kuşağı" olarak anılan ve Yunanistan'ın, Bulgaristan, Yugoslavya ve Arnavutluk ile olan
sınırlarında bu genişlikte bir bölgeyi aynı uygulamaya dahil etmemesi, bu ülkenin bölgedeki Türk azınlığa uyguladığı baskı, ayrım ve eritme politikalarının göstergesidir.

Pomak Türkleri, tüm "Yasak Bölge"de yaklaşık 40.000 civarındaki nüfuslarıyla (İskeçe'de 27.000, Gümülcine'de 13.000) bölgedeki Türk nüfusun yoğunluğunu teşkil ederler. Bölgedeki diğer Türklerin sayısı 15.000 civarındadır.

 

 

1998 yılında Yunanistan, Bulgaristan ile olan sınırında 25 km.lik bir serbest bölge oluşturulması çalışması başlatmıştır. Henüz sonuçlanmayan bu girişimin, Pomaklara ilişkin Bulgar eleştirilerini nötralize etmek ve bir ölçüde Bulgar kimliği kazanmasına yardımcı olmak maksadıyla yapıldığı değerlendirilmektedir.

Yunan devletinin, yasak bölge uygulamasıyla, Pomak Türklerinin, diğer Türkler ve dış dünya ile ilişkilerini ve kültürel bağlarını koparmak ve bölge dahilindeki Türklere dolaşım kısıtlaması uygulamak suretiyle uzun dönemde, birbirinden kaderleri ve durumları ayrı ve farklı koloniler yaratmaya, sonuçta Pomak Türkleri'ni Yunanlılaştırmaya çalıştığı değerlendirilmektedir.

ç. Bulgaristan ve Pomak Türkleri :

Bulgarlar'ın, Türk nüfusunu az göstermek için kullandıkları metotlardan biri de, Kuman soyundan gelen Pomak Türkleri'nin lehçelerindeki farklılıklardan istifade ederek bu toplumun Bulgar olduğunu iddia etmektir.

Bulgarlar, Bulgaristan'daki Türk varlığını tamamen inkar etmeden önce, bu ülke sınırları dahilinde yaşamakta olan Türkleri daha küçük topluluklara bölmek için sistemli bir politika izlemişlerdir. Bazı lehçe farklılıklarından istifade ederek, Bulgaristan Türkleri'ni Pirin Makedonyası, Rodoplar, Kuzey Trakya, Deliorman ve 1940'lardan sonra Dobruca halkları gibi gruplara ayırmaya ve bunlar arasındaki dil, din ve kültür bütünlüğünü bozmak için çaba göstermişlerdir. Bu meyanda, dil faktörünü öne sürerek Pomak Türkleri'ni de Bulgar menşeli olarak göstermeye gayret etmişlerdir. Bulgar resmi makamlarının iddialarına göre, "Osmanlı Türk kolonizatörleri, Rodop ahalisini (Pomak Türkleri) zorla İslamlaştırmışlardır." (11)

Ancak, bu iddia, söz konusu ülkenin belirlediği hedeflere ulaşabilmek için iç ve dış politikasında kullandığı bir propaganda unsurudur. Tarihi kayıtlar, Türkler'in, Balkanlar'da kendi hakimiyetleri altında yaşayan tüm unsurlara dil, din ve her türlü hürriyeti verdiğini ortaya koymaktadır.

Pomak Türkleri ile ilgili olarak, Bulgarlar'ın en çok istismar ettikleri konu, bu toplumun konuştuğu dilin içinde yüksek oranda Slavca menşeli kelimelerin bulunmasıdır. Buradan hareketle de, Pomak Türkleri'nin Bulgar olduğunu iddia etmektedirler. Ancak Pomak Türk lehçesi; %30 Ukrayna Slavcası, %25 Kuman-Kıpçakça, % 20 Oğuz Türkçesi, % 15 Nogayca ve % 10 Arapça'dan oluşmaktadır.(12)

Pomak Türk lehçesinde Ukrayna Slavcası'nın % 30 nisbetinde bulunmasının başlıca sebebi, Kıpçak Türkleri'nin X ve XI nci yüzyıllarda Ukrayna, Lehistan ve Besarabya steplerindeki Slavlar ile olan temaslarından kaynaklanmaktadır. % 10 oranındaki Arapça ise, Pomak Türkleri'nin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte dillerine girmiştir. Diğer taraftan Kıpçakça, Oğuz Türkçesi ve Nogayca Türk lehçeleridir. Buradan da Bulgarlar'ın iddia ettiği gibi, Pomak Türkleri'nin dilinin Bulgarca olmadığı görülmektedir.

Bulgaristan'daki Türkler'in ve Kuman menşeli olan Pomak Türkleri'nin "Müslümanlaştırılmış Bulgarlar" olduğu şeklindeki Bulgar tezi ise, Bulgarlar'ın menşeine ilişkin araştırmalar neticesinde sonuçsuz kalmaktadır. Yapılan araştırmalar ve tarihi kayıtlar, Bulgarların köken itibarıyla Türk olduklarını, Bulgar adının, Türkçe bir kelime olan Bulgamak fiilinden türediğini ortaya koymaktadır. V-VII. yüzyıllar arasında, Doğu'dan başlayan göç hareketleri neticesinde, İtil Bulgar Türk Devleti ve Tuna Bulgar Türk Devleti kurulmuştur. (13) İtil boylarına giden Bulgar Türkleri, "Kazan Türkleri" adıyla günümüze kadar Türklüklerini muhafaza ederken, Tuna boylarına giden Bulgar Türkleri ise, zamanla Türk kültürü ile medeniyetinden uzaklaşıp, Hristiyan dünyasına girmiş ve Slavlarla karışarak yeni bir "Hristiyan-Bulgar-Slav" kavmi haline gelmişlerdir.

Pomak Türkleri ile Bulgarlar arasındaki temel fark, Pomak Türkleri'nin benliklerini muhafaza etmek için verdikleri mücadeleye karşılık, Bulgarların kendilerini Slav sayarak Ogur-Türk menşeli olduklarını unutmaları ve Türkleri Slavlaştırmak için gayret sarfetmeleridir. Netice itibarıyla Türklük vasfından uzaklaşan Bulgarlar, Bulgaristan'daki soydaşlarımızı yok etme yolları aramışlardır. Uzun vadeli planlara dayanan bu maksatlarını gerçekleştirebilmek için de başlangıç olarak Türk miktarının tespit edilmesini önlemek üzere düşük rakamlı nüfus istatistikleri yayınlamışlardır. Bunun yanı sıra, Türklerin ırki ve dini varlıklarını gerçeklerden uzaklaştırmak ve bir mefhum kargaşası yaratmak amacıyla Türkeler çeşitli terimle ve isimler verme metodunu takip etmişlerdir. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı neticesinde, Bulgaristan toprakları içinde kalan Türkler, önce azınlık statüsüne alınmış ve 1950 yılına kadar "Türk Azınlığı" terimi ile adlandırılmışlardır. Komünizmle birlikte terim, 1950-1965 yılları arasında "Türk Ahalisi", 1965'den 1976'ya kadar "Türk Kökenli Bulgaristan Vatandaşı", 1976'dan sonra "Bulgar Türkleri" olmak üzere sık sık değiştirilmiştir. 1984 yılından itibaren ise Türk kelimesi tamamen kaldırılarak "Bulgar Müslümanları" veya "Müslümanlaştırılmış Bulgarlar" terimi kullanılmaya başlanmıştır.

(1) Balkan Savaşları Yıllarında Türklere Yönelik Faaliyetler:

Türk varlığını küçük parçalara bölerek daha kolay yok etmeyi amaçlayan Bulgar Yönetimi, Pomak Türklerinin Türk olmadıkları propagandasını artırmakla işe başlamıştır.

Balkan Savaşları sonucunda, Bulgaristan Edirne Vilayeti'nin dokuz kazasını topraklarına katmıştı. Katılan bu topraklar arasında, Bulgarların"Bulgar Batı Trakyası" dedikleri aslında Türk toprakları olan Rodoplar ve Batı Trakya'da vardı. Buralarda yaşayan nüfusun çoğunluğunu Türkler oluşturmaktaydı. Kırcaali, Eğridere, Koşukavak, Ortaköy, Darıdere, Paşmaklı, Mestanlı, Nevrekop, Dövlen, Dospat, Hasköy, Harmanlı gibi bölgelerde Müslüman Türklerin nüfus oranı %90'a varmaktaydı.(14) Bazı istatistiklerde ise, Balkan Savaşları'ndan sonra dahi Kırcaali, Koşukavak,Ortaköy, Paşmaklı, Nevrekop, Darıdere, Eğridere ve Rodopcuk illerinde 333.321 Türk, 50.967 Bulgar ve 10.720 Rum nüfusunun yaşadığı belirtilmektedir.(15) Bu durum, Bulgarların tek bir Bulgar-Slav topluluğu yaratmak düşüncelerine engel teşkil etmekteydi. Bu yüzden Bulgar idarecileri, 1910 yılında baskıları artırmaya başlamışlardır. Pomak Türkleri'ne, "gayri Türk" ile "gayri Müslüman" düşüncesini aşılamak ve diğer Türklerden ayırmak amacıyla;

a. Müslüman Pomak Türkleri'nin yaşadığı köy, bucak, ilçe ve vilayetlerde Türkçe tedrisatın yapılmasına müsaade etmemişler,
b. Türkçe tedrisat yapılan okullara Pomak Türklerinin gitmesini yasaklamışlar,
c. Pomak Türklerinin folklorunu tahrif ederek Bulgar folkloru ile birleştirmek istemişler,
ç. Ayet, hadis ve hutbeleri Bulgarca okumaya zorlamışlar,
d. Anavatan Türkiye sevgisi yerine, Anavatan Bulgaristan fikrini telkin etmeye çalışmışlar,
e. Türk ve İslam düşmanlığının aşılanması için kreş, ilkokul, ortaokul ve diğer okullara Bulgar
asıllı öğretmenler tayin ederek Türk-İslam düşmanlığını telkin edici temalar işlemişler,
f. Pomak Türklerini, Bulgarların yaşadığı köy, kasaba ve şehirlere zorla iskan ettirerek
Bulgarların içinde eritmeye gayret etmişlerdir.(16)

Balkan Savaşları sırasında, Bulgar General Sarafof, Pirin Makedonyası ve Rodoplardaki mahalli işgal komutanlıklarına gönderdiği talimatla, bütün Türklerin "Bulgarlaştırılması"nı, kabul etmeyenlerin ise imha edilmesini emretmiştir.(17) Bu emir;

a. Türklerin Müslümanlığı terk ederek Hristiyanlaştırılması,
b. İsimlerinin değiştirilerek Bulgarlaştırılması,
c. Türk-İslam kültür ve medeniyetinin yok edilmesi,
ç. Türklerin tehcire zorlanması,
d. Türklerin soykırıma tabi tutulması vb. tarzlarda uygulanmıştır.(18)

Böylece, 1913 yılında, Bulgaristan'ın diğer yerlerinde olduğu gibi, Pirin Makedonyası ile Rodoplar'da da binlerce Türk Hristiyanlığı kabule, Bulgar giysisi giymeye ve Bulgarlaşmaya zorlanmıştır. Kaynaklarda, bu hususa dair şu bilgiye rastlanmaktadır:

"…Yüzelli bin Pomak ırkdaşımızı dahi cebren kahren Hristiyan yapıp, başlarına şapka giydirdiler…"(19)

Belgelerden bir diğerinde ise şu ifadeler mevcuttur:

"…Eski Bulgaristan'da ve şimdiki istila etdiği yerin kaffesinde elhasıl eski Bulgaristan'da ve yeni Bulgaristan'da her nerede Pomak köyler var ise Pomakları kamilen Bulgar yapdılar ve herkese Bulgarca isim koydular…Dolaştır'da, Babasıoturdu ve Elcandra'da, Eğreli'de, Ilıca'da, Kozluca'da, Vahriyan Örbek'de, Davut Köyü'nde, Anbardere'de ve sair Pomak köylerine papazlar geldiler…"(20)

Bu ifadelerden de, Rodoplar'da yaşayan Pomak Türklerinin Bulgarlaştırılmaları amacıyla, isim ve dinlerinin değiştirildiği ve Hristiyanlığı kabule zorlandıkları anlaşılmaktadır.

Mustafa Kemal'in Sofya'da ataşemiliter olarak bulunduğu 1914 yılında da, Pomak Türkleri'ne din değiştirmeleri ve Bulgarlaşmaları için baskılar yapılmıştır. Bu olayları izleyen Mustafa Kemal, Fethi Bey (Okyar) ile birlikte durumu Bulgaristan Hükümeti nezdinde protesto ederek, bir nota vermişlerdir. Notada, sürdürülen baskılar durdurulmaz ise, Osmanlı Devleti'nin misillemede bulunacağı belirtilmiştir. Notayı hazırlayan Mustafa Kemal, daha sonra olay yerine giderek tetkikler yapmış ve kararlı girişiminin olumlu sonuçlarını görmüştür.(21)

Ancak, bundan sonra da Türkler başka bölgelere sürülerek Türk nüfusun yoğunluğu azaltılmıştır. Bütün baskılara rağmen, Türk nüfus yerlerinde kalmaya gayret etmiştir. 1950'lere kadar, Türkiye'ye dikkate alınacak bir göç olayı olmamıştır.


(2) 1945 Yılından Sonra Sürdürülen Faaliyetler:

1945'lerden sonra da azınlıklara, özellikle Müslüman Türklere karşı soykırım tatbikatı sürdürülmüştür. Söz konusu baskılar önce Paşmaklı'da, sonra Cuma-i Bala (Yukarıcuma)'da sahnelenmiştir. Sonraki yıllarda Tırnova, Selvi, Plevne, Karaağaç vs. kentlerde yaşayan Türklerin, Pomak Türklerinin, Gagavuz Türklerinin, Çingenelerin yani bütün Türk soylular ile Müslümanların adları değiştirilerek Bulgarlaştırılmaları yoluna gidilmiştir. Bulgarlaştırmayı sağlamak maksadıyla, 1948,1951, 1964, 1969 yıllarında Bulgarlar tarafından alınan kararlar ile "Bulgar-Slav" toplumu yaratma yönünde faaliyetlere devam edilmiştir.(22)

17 Temmuz 1970 tarihinde BKP Merkez Komitesi ve Politbüro yetkilileri 549 sayılı "Gizli tedhiş ile Milliyet ve din değiştirme kararı" almışlardır. 3 Ağustos 1970'de Paşmaklı'da düzenledikleri Kongre'de ise; Pirin Makedonyası ile Rodoplar'da yaşayan Türklerin Bulgarlaştırılmasına dair verilen teklif kabul edilmiştir. Bulgarlaştırma icraatı için ise ilk pilot bölge Cuma-i Bala (Yukarıcuma), Tatarpazarcık ve Paşmaklı seçilmiştir.(23) Alınan karar, 6 Ağustos 1970 tarihinde, BKP'nin Paşmaklı mahalli yayın organı olan odopski Ustrem (Rodop Hamlesi) adlı gazetede neşredilerek aleniyet kazanmıştır.(24)

1968-1972 yılları arasında sürdürülen Bulgarlaştırma kampanyası sırasında, bütün bölgelerde aynı işlemler yapılmıştır. Bunlar arasında;

a. İsim ve milliyet değiştirme dilekçelerinin tamamen matbu olduğu,
b. İşlem tarihi olarak eski tarihlerin yazıldığı,
c. Her Türkten, 100 Leva işlem parası adı altında haraç alındığı,
ç. Bulgarlığı ifade etmekte olan isim,sıfat ve ünvan listelerinin mahalli BKP I. Sekreteri,
Belediye Başkanı ve Meclis Başkanı tarafından düzenlendiği,
d.İsim değiştirme ve Bulgarlaşmayı reddedenlerin işkenceye tabi tutulduğu,
e. Pirin Makedonyası ile Rodoplar'da meydana gelen toplu mukavemet, bu bölgelerdeki Türklerin Bulgarlaşmayı kabul etmediği gibi ortak özellikler dikkati çekmektedir.

Gizli karardan sonra Bulgarlaştırma faaliyetleri hız kazanmış, kanlı katliamlara dönüşmüştür. Milliyet ve dinlerini değiştirmeyi kabul etmedikleri için Pirin Makedonyası, Rodoplar, Deliorman, Dobruca gibi bölgelerde binlerce Türk öldürülmüştür. Sadece Meriç Baraj gölünde, 1000 kişinin cesedi toplu halde ortaya çıkarılmıştır. Olayı dünya kamuoyuna, Yugoslavya Televizyonu duyurmuştur.(25) 1968-1972 yılları arasındaki olaylar neticesinde, 8-10.000 Türk öldürülmüş, 558.325 Müslüman Türk'ün isimleri değiştirilmiş, isim değiştirmemekte direnen 48.073 kişi işten
atılmış, öğrencilerin Bulgar okullarındaki kayıtları silinmiş ve nüfus cüzdanları iptal edilmiştir.(26) 1968-1972 yılları arasında, Pomak Türkleri'ne Bulgar adları verilerek ve dinlerine müdahale edilerek tatbik edilen bu olaylardan sonra, 1984'ten itibaren ise kesin sonuç almak üzere aynı uygulama bir kez daha hayata geçirilmiştir.(27)

3. POMAK TÜRKLERİ'NDE SOSYO-KÜLTÜREL YAPI :

Doğum, tüm Türk dünyasında olduğu gibi Pomak Türkleri'nde de önemli bir yer tutar. Anne, lohusalık döneminde, geleneksel olarak tüm Türk dünyasında görülen 40 gün kuralına uyarak kendini ve çocuğunu nazardan korumak için evde oturur. 40 ncı günde, anne ve çocuk yıkanarak dışarı çıkarlar ki, bu da Türk kültüründe önemli yer tutan uygulamalardan biridir.

Rodop dağ silsilesindeki Pomak Türkleri'nde sünnet kuralının çok erken yaşlardan itibaren yerine getirildiği görülmektedir. Çocuklar 15 yaşından itibaren delikanlı olarak kabul edilirler. Evlilik yaşı 17-22 arasıdır. Genç kızlar için evlilik yaşı 17'dir. Kızlar ve delikanlılar için köylerdeki düğünler ile bayramlar ve yağmur duaları (Mahya)nın önemi büyüktür.

Pomak Türkleri ve genelde Batı Trakya Türkleri'nde akraba içi evlilikler yapılmamasına özen gösterilmektedir. Tek evlilik esastır. Bu durum, Pomak Türkleri'nin ataları Peçenekler ile Kafkasya Türk boyları ve Altay Türk boylarında çok net görülen bir husustur.(28)

Bayramların önemi ve değeri büyüktür. Pomak Türkleri'nin sahurda yemekle birlikte ekmek yerine "Kaçamak" ismi verilen bir yiyeceği yedikleri bilinmektedir. Kaçamak, yüzyıllar öncesinde, Türk boylarında görülen mısır ununun ateş üzerinde suyla karıştırılarak pişirilen ve sıcak olarak yenen bir tür ekmektir. Kurban Bayramı'nda da İslam dünyasındaki uygulamalar görülmektedir. Pomak Türkleri'nde cenazeye, tüm İslam dünyasında görülen işlem ve kurallar uygulanır.

Pomak Türkleri'nin yaşadıkları Rodop dağları üzerinde, doğa yapısı, modern makina ve üretim araçları kullanımına müsait değildir. Tütün ekimi ve hayvancılık görülmektedir. Kendi tüketimleri için ürettikleri tek tarım ürünü, "kumpir" dedikleri patatestir.

Yaşamın her alanında, dini duygu ve inancın güçlü olduğu görülmektedir. Hıdırellez kutlamaları yapılmaktadır.

Günlük hayatlarında, hemen hiç bir ülkede konuşulmayan Pomakça adını verdikleri Türk lehçesini konuşurlar. İkinci olarak ise modern Türkçe, mecbur kaldıkça da Yunanca konuşmaktadırlar.
Report Spam   Logged



Pages: [1]   Go Up
  Print  
 
Jump to:  

Powered by EzPortal
Bookmark this site! | Upgrade This Forum
Free SMF Hosting - Create your own Forum

Powered by SMF | SMF © 2016, Simple Machines
Privacy Policy